6 Aralık 2019 Cuma

Emeğin Karşılığını Almak; Jüpiter Oğlak Burcunda & Burçlara Etkileri


2 Aralık 2019’da başlayan Jüpiter’in Oğlak yolculuğu 19 Aralık 2020 tarihine kadar devam edecek… Bu yolculukta Jüpiter’e eşlik eden Plüto, Satürn ve Güney düğüm etkisi Jüpiter’in potansiyelini güçlendirirken, önemli yaşamsal deneyimlere başlıyoruz…



Gökyüzünün en büyük gezegeni Jüpiter; bilincimizi, maneviyatımızı, hakkaniyetimizi büyüten, iyileştiren etkiler yaratır. Jüpiter’in haritamızda geçtiği yerlerde gözle görülür, bilinçle hissedilir iyileşmeler, farkındalıklar kazanırız. Emek verdiğimiz, çaba gösterdiğimiz, harekete geçtiğimiz konularda şans ve fırsatlar getirir. Jüpiter döngülerinde zahmetsizce, kendiliğinden gelen fırsatlar da mümkündür ancak bunlar değerlendirildiğinde, doğru kullanıldığında bolluk ve berekete kavuşuruz.

Hiçbir gezegen, hiçbir etki durağan bir enerji halinde mucizeler yaratamaz. Bu nedenle Jüpiter transiti yaşayan burçların yüksek beklentileri, çabasız olduğunda, beklenileni getirmez. Zira Jüpiter Oğlak’ta çalışma, üretme, güç işlerin üstesinden gelme, yapılamayanı yapabilme gücü ve şansı verecektir. Oğlak burcundaki gezegen yoğunluğunun bize en büyük getirisi iş ve çalışma hayatımıza yönelik başarılar olacaktır. 




Jüpiter Oğlak seyri boyunca sorumluluklarımız artabilir. Daha iyisini başarmak için daha sıkı ve tempolu bir çalışma haline girebiliriz. Zor işleri başarmak, sorumlulukla ve disiplinle hareket etmek, uzun zamandır hedefimize koyduğumuz alanlarda görünür olmak için müthiş bir zaman… Bu dönem hırslarımız artabilir ve hırs duygusunun dengesiz kullanımı bizi çok yoğun öfke ataklarına çekebilir. Bir şeyi başarmak için elimizden geleni yapmak, olduramadığımız durumlarda kabule geçmek ve teslimiyette kalmak elzemdir. 

Bu dönem dişlerimiz, cildimiz, eklem bölgelerimizde yapacağımız tedaviler iyileşme sağlayabilir. Ancak Satürn etkileri de yıl boyu devam edeceği için bu bölgelerde hassasiyetimiz de devam edebilir. Jüpiter Oğlak yolculuğu iş kurumları ve ekonomi piyasasında iyileştiren etkiler yaratacaktır. Ancak bu iyileşmeler haksızlıkların ve adaletsizliklerin bitmesini de destekleyeceği için; önümüzdeki 1 yıl boyunca yaşanacak her durum, iş ahlakının, çalışma prensiplerinin yenilenerek güncellenmesine hizmet edecek… 

Türkiye’nin işbirliği halinde olduğu ülkeler ve devletler konuları hareketlenebilir. Bu dönem gizli ve açık düşmanlıklarımızı daha iyi görmek ve anlamak mümkün olacaktır. Türkiye’nin ilerletilmiş Ay’ıyla kavuşum halinde olacağını düşünürsek, halkı iyileştiren, ülkedeki kadın haklarını koruyan yeni yasa ve tasarıları bekleyebiliriz. İçsel kaynaklarımızı, ülkemizin zenginlikleri görmek ve dış çevreye göstermek açısından Jüpiter Oğlak yolculuğunu iyileştirici bulmaktayım. Ancak kolektif olarak Türkiye karmasını dönüştürdüğümüz, yaşadığımız zorlu senaryolarla ülke bilincine katkı yaptığımız bu dönemlerde yaradan hepimizin kalbini ve yolunu açsın dilerim… 

20 Aralık 2020 tarihinde Jüpiter ve Satürn’ün Kova burcunda kavuşumuyla birlikte başlayacak yepyeni 20 yıllık bir döngüye hazırlanıyoruz. Yaşadığımız son yıllar ve bu yıl, bu sürecin hazırlık aşamasında olduğumuzu gösteriyor. Jüpiter Oğlak yolculuğunu çalışarak, üreterek, kendini ve işini geliştirerek, eğitimlerine devam ederek yaşayan kimseler, 2021 ile birlikte yepyeni bir hayata geçiş yapacak. Özellikle Jüpiter ve Satürn’ün en son 2000’li yıllarda Boğa burcunda kavuştuğunu düşünürsek, 2020’li yılların kova çağını getireceğini, bilimin ve teknolojinin çok daha fazla gelişeceğini öngörebiliriz. 

Jüpiter Oğlak seyrinin tüm emeklerinizin karşılığını en somut, en güzel ve en hızlı şekilde getirmesini ve hepimize mucizeler yaşatmasını dilerim…

Ve öylede oldu…

Bu yolculukta neler yaşayacağınızı, önemli tarihleriyle birlikte öğrenmek için bireysel danışmanlıklardan yararlanabilirsiniz. 

Detaylı bilgi ve randevu; Yasemin hanım – 0541 540 30 84 (WhatsApp) 


Jüpiter Oğlak yolculuğunun Burcunuza Göre etkilerini Yükselen, Güneş ve Ay burcunuzla birlikte izleyebilirsiniz… 


Koç




Boğa





İkizler





Yengeç





Aslan





Başak





Terazi





Akrep





Yay





Oğlak





Kova





Balık



17 Eylül 2019 Salı

Reddedilme Travması; Bağımlılıklar ve Kaçan Maskesi

Reddedilme travması; bugün bir çoğumuzun bilmediği ve en çok yaşadığı psikolojik sorunların başında gelmektedir. Anne karnında istenmemekle başlayabilen, çocukken anne ve baba tarafından ihtiyaç duyduğu güveni ve beslenmeyi alamayan bir çok insan bu travmanın yarattığı sorunlarla günümüzde mücadele etmektedir. 

Reddedilme bilinçaltının en kilit noktalarından biri olmakla birlikte, kişinin dünyaya ait hissetmemesine ve bu nedenle çeşitli bağımlılıklar geliştirmesine yol açar. Bugün alkol ve uyuşturucu sorunu yaşayan, yemek yemeye ya da sigaraya bağımlı olan, aileye, sevgiliye ve sevilme ihtiyacına bağımlılık geliştiren herkes bu travmanın kurbanıdır. 



Dünyada ihtiyaç duyduğu güveni ve sağlıklı yaşamı ortamını bulamayan insan köklenme sorunu yaşar. Kendini dünyaya ait hissetmek, dünyaya bağlanmak adına; bir şeye tutunma, kendini bu şekilde uyuşturma ve iyileştirme yoluna gider. “Bağımlı olduğumuz konular ruhumuzun en büyük gelişim alanı, hayatımızın en zorlu deneyim alanıdır. “ Burada insan uykuya dalar ve buradan uyanmak en güçlü yapılanmayı, dönüşümü beraberinde getirir... 

Reddedilme travmasının bir diğer etkisi de kaçan maskesidir. Kişi kendini korumak, kendini acıdan ve üzüntüden sakınmak adına herseye tepkisel davranışlar sergiler ve sevmekten, bağlanmaktan korkar. Bu kişiler tek başına olmaya, yalnızlaşmaya eğilimlidir ve genelde bunu korumak için alkol, yemek, bilgisayar oyunları ya da antidepresan gibi uyarıcılara ihtiyaç duyar. 

Reddedilme travması yaşayan kişiler bağımlılık ve kaçan maskesini bir arada yaşamaya eğilimlidir. Gözlemlerime göre özellikle Türkiye’de yaşayan kadınlar bağımlılık kutbunu, erkekler ise kaçan maskesini daha ağrlıklı yaşamaktadır. Ve genelde bağımlı kadınların aşık olduğu adamlar, onu reddetme eğiliminde olan, alkol ve bağımlılık problemi yaşayan ve sağlıksız hareket eden bireylerdir. 

Aynı şekilde bağımlılık yönü güçlü olan erkeklerde, kaçan maskesi taşıyan ve dengesiz hareketlere eğilimli olan kadınları hayatlarına çekmektedir. Bu ilişkilerin hizmeti; kişilerin birbirlerini aynalaması ve uyanışlarına katkı olmaktır. Bu ilişkiler genelde ruh eşi ilişkileri olabilir ve kişilerin birbirlerine olan hizmetleri tamamlanana kadar devam eder. 



İki kişide durumun farkında olur ve bu duygularını iyileştirmeyi seçer, ilişkilerini, ilişkilerdeki tepkilerini bilinçli olarak yaşamayı  seçerlerse; beraberce yükselmek, aydınlanmak, sağlıklı ve mutlu ilişki düzenine kavuşmak hayal olmaktan çıkar... Bunun temeli iki bireyinde kendi merkezinde güçlenerek, özdeğer ve özsevgi duygularını güçlendirmesiyle mümkün olur. 

Buradan çıkış noktası; kişinin çocukken yaşadığı travmaları görmesi, anne ve babanın onda yarattığı eksikleri farketmesi, bu eksikliklerin kişinin ruhsal yaşamı için gerekli olduğunu kabul ederek, herkesi affederek, kendi değerini yeniden yaratmayı seçmesiyle başlar... Bu iyileşme süreci uzun bir yolculuktur ve profesyonel destek almak, doğru rehberlerle çalışmak “travmanın şiddetine göre” gerekebilir. Doktor ve ilaç tedavisiyle süreci bastırmak yerine ruhu iyileştiren, kişinin özgüven ve motivasyonunu artıran terapi ve ruhsal şifa yöntemleri çok işe yaramaktadır. 

Geçmiş yaşam noktalarımdan gelen bu bağımlılık konusunu senelerce kendi hayatımda deneyimlerken, bağımlılıkla ilgili benden rehberlik isteyen yüzlerce danışanım sayesinde bu konunun ne kadar kilit bir nokta olduğunu farkettim. Günümüzde bir çoğumuz kendimizi dünyaya ait hissetmek adına bir şeylere tutunuyor, bu sayede hayat amaçlarımızdan uzaklaşarak potansiyelimizi ve kendi gerçekliğimizi yaratamadan yaşamaya seçiyoruz. 

Reddedilme travmasını bir ağaç olarak düşünürsek; bu ağacın bir sürü kökleri var ve bu kökler; “suçluluk, yetersizlik, değersizlik, kendini sevmeme, bedenine zarar verme, asosyallik, mutsuzluk, başarısızlık, tükenmişlik sendromu, intihar eğilimleri ve bir çok sağlık sorununa” neden oluyor. Anne ya da baba olmaya hazır olmayan, anne ve baba olmaktan korkan, çocuğunu yanlız bırakmak zorunda kalan, boşanan ya da huzursuz evlilik yaşayan bir çok yetişkinin çocukları bu travmayla hayata başlıyor... 

Kardeşi olduğunda kendisini ikinci planda hisseden, okul arkadaşları tarafından alay konusu olan bir çok insan, hatta hepimiz reddedilme travmasını bir şekilde yaşıyoruz. Bilimsel bilgileri ruhun şifası için kullanmak, çözüm ve çıkış yolunu ruhun teslimiyeti ve sevgisiyle iyileştirmek yapabileceğimiz en bilinçli eylem olacaktır... 

Bu yaralarımız iyileştiğinde, reddedilen, suçlanan, ait hissedemeyen her bir duygumuzu iyileştirmeyi seçtiğimizde; hayata sıfırdan başlayacak, çok güçlü bir yaşam enerjisiyle dolacak, bize verilen rengarenk ışıklarla tüm hayatı aşkla yaşayacağız... 

Ve öylede oldu... 

Astroloji haritanız rehberliğinde Theta Healing tekniğiyle bireysel bilinçaltı terapilerinden yararlanmak, şifalanmak ve daha güçlü bir hayat yaşamak için benimle iletişime geçebilirsiniz. Uranusyen@gmail.com 

Miray Ertuğrul 


8 Mayıs 2019 Çarşamba

Ruh eşinle birlikte olduğunu nasıl anlarsın ?


 Görür görmez tanıdığın hissini kapıldığın, hem çok çekici hem de itici gelen, yanında huzurla dolduğun ve yükseldiğin, en derinlerinde saklı kalan, hiç bilmediğin gölge duygularını kontrolsüzce ortaya çıkarmana neden olan kişi ruh eşindir. Ruh eşin yalnızca sevgilin ya da eşin değil; hayat yolunda ki en büyük rehberin ve şifacın, en zorlayıcı ve en tutkulu ilişkin, varlığıyla da yokluğuyla da seni güçlendiren, ruhsal uyanışını başlatan ve ilahi aşka uyandıran kişidir. 




Ruh eşi ilişkilerinde hissedilen duygular normal ilişkilere göre çok daha yoğun ve güçlü akar. İlahi birlik temasına ve kutsal izdivaç haline kavuşabilmenin yolu, ruh eşi ilişkilerini anlamaktan ve bu ilişkilerin hayatımıza olan hizmetlerini görmekten geçer.  Bu güçlü birleşmelerin değiştirici gücünden korkan “eski” benlik; vazgeçmeniz ve bırakmanız, olduğunuz yerde kalmanız için ikinize de türlü kaygılar vererek ve nice engeller, ayrılıklar yaratabilir... Bu korkuların şifalanması, iki kişinin de aynı noktada kavuşabilmesi bazen çok yıllar alabilir.

Ruh eşlerini karşılaştıran en önemli şey, bu hayata doğmadan önce yaptıkları anlaşmalardır. Bu anlaşmalarda, iki ruhun da bu hayatta öğrenmesi ve geliştirmesi gereken dersleri vardır ve ruh eşleri birbirine yardım etmek, bu konularda  gelişime hizmet etmek üzere karşılaşırlar. Kontratlar ve anlaşmalar ne kadar güçlüyse ilişkinin çekimi ve bağlantısı o kadar güçlü olur ve yıllar boyu sürer. 

Sende güçlü olan şey partnerinde eksik, sende eksik olan şey partnerinde güçlüdür. Sevgi dolu bir ruhsan fakat kendine yeterince güvenmiyorsan; ruh eşin kendine çok güvenen fakat kendini yeterince sevmeyen biridir. Sen onu severek ona sevgiyi öğretirken, o sana kendine güvenmeyi ve özgüvenli olmayı öğretir. İlişkindeki hizmetlerin neler olduğunu, burada verdiğim örnekteki gibi; kendindeki ve ruh eşindeki güçlü ve zayıf yönleri tespit ederek anlayabilirsin…

Burada bahsedilen hizmetlerin öğretilmesi, algılanması zorlu olaylar yaratabilir. Ne yaşarsan yaşa, ruh eşi ilişkilerinin içinden çıkmak, ayrılsan bile tamamen unutmak kolay değildir. Tüm evren ikinizi bir araya getirmek, ruhunuzu güçlendirmek için çalışır. Sen ne yaşıyor ve ne kadar zorlanıyorsan; o da seninle olan yolculuğunda benzer şeyleri yaşar ve hisseder...


Ruh eşinin amacı hayatının merkezinde olup sana masalsı bir aşk yaşatmak değil; hayatının merkezine kendine koyarak seni en güçlü haline getirmektir. Bu ilişkilerde ihtiyaçlara bağlı beklentiler karşılanmaz. Beklentide kaldıkça akış bozulur, araya mesafeler girer. Sevilmeye ihtiyaç duyduğunda değil, sen kendini sevgiyle doldurduğunda ruh eşin sana aşkla gelir... İhtiyaç duyduğun herşeyi kendi kendine verebildiğin an, bir başkasıyla tam ve bütün olmaya, dolu dizgin akmaya hazırsın demektir... 




Ruhunun o an ki İhtiyacı ve hakedişi neyse, ilişkinde o görünür olur. Sevgiyi ve mutluluğu hakeden eylemler yaptıysan, kendini merkeze koyduysan ilişkine aşkı ve mutluluğu çeker, onsuz mutlu olamıyor ve sevgiyi ona bağlıyorsan ilişkinde ayrılığı yaratırsın. Sana göre o zor anında yanında olması, varlığını hissettirmesi gerekir. Ama ruhun o an onunla olursa gelişmeyeceğini, büyümeyeceğini bildiği için yanlız kalman gereken anlarda onu senden uzakta tutar. “Yaşadığın her ayrılık ve kırıldığın her durum seni daha da güçlendiren, ilişkini daha yüksek doyuma taşıyan bir geçiştir. “

Onun kendini bulma ve kendini dinleme süreci; senden bağımsız değildir. Kendini göremiyor ve ne yaşadığını anlayamıyorsan; sevdiğin insanın neye ihtiyacı olduğuna bak... Bunları dış gözle görmek ve tespit etmek, ruhunla hissetmek çok kolaydır. Onun hangi konularda ilerlemek istediğini, neyi güçlendirmesi gerektiğini anladığında; kendi ruhunun yolunu ve sürecini daha iyi anlayacak, neye ihtiyacın olduğunu daha kolay görebileceksin. 


Canın acıdığında yaşadığına isyan ettiğin, zor olduğu için çokça şikayetlendiğin bu ilişki ve kişi olmasaydı; kendini geliştirmeye ve değişmeye  bu kadar hevesli olur muydun ?

Kalbine düşen acı tüm benliğini alev alev yakmasaydı, yaradanın aşkına kavuşabilir miydin?

Sana yaşattığı mutluluk ve sevgi olmasaydı, gördüğün ve yaşadığın hayatın derinliğini keşfedebilir miydin ?


Bu dünyaya gelerek kendini ve yaradanı bulmak üzere çıktığın bu yol; Aşk’tan geçer ve Aşk’la güzelleşir… Kaçsan da, koşsan da varacağın en güzel yer Aşk’tır…

Yoluna gelen ve kalbinden geçen her ruh eşinin ve yaşadığın her Aşk’ın hizmeti; sonsuz ve ilahi olan yaradan aşkına kavuşmaktır…

Aşka düştüysen ve Aşk yolundaysan ne mutlu sana… Kalbindeki o aşkı sevdikçe ve o sevginin varlığına şükrettikçe; tüm engellerin kalkacak ve aşkın bereketlenerek çoğalacak…

Aşk ile…

Miray Ertuğrul


Ruh eşi yolculuklarınızı şifalandırmak için bireysel terapilerden destek alabilirsiniz. Whatsup; 0538 853 39 67 – uranusyen@gmail.comAçıklama: https://ssl.gstatic.com/ui/v1/icons/mail/images/cleardot.gif